Yazar: Jeffrey N. WASSERSTROM
Çeviri: Hür GÜLDÜ
Sayfa:198
Yayınevi: İletişim Yayınları
Yazar Hakkında
1989 yılında California Üniversitesi, Berkeley’de doktorasını tamamlayan yazar halen California Üniversitesi, İrvine Tarih Bölümü’nde Çin tarihi alanında dersler vermekte/Wasserstrom’un yayınlanan eserleri arasında başlıcaları şunlar: Global Shanghai: 1850-2010,China’ Brave New World ve Twentieth-Century China.
Eser Hakkında
21.yüzyılda halen büyümekte olan ve bütün dünyanın merakını üzerinde toplayan Çin’i anlatan ender kitaplardan biri. Kitapta, Çin’in şu ana kadar olan gelişiminden ve şu anki konumuna nasıl eriştiği anlatılmakta.Kitap, Çin’deki felsefecilerden devrimcilere, yapılan devrimlerden diğer ülkelerle olan ilişkilere, Çin diplomasisinden ekonomisine kadar birçok konuyu barındırıyor ve Çin’i merak edenler, araştıranlar ve Çin’de eğitim görenlerin Çin hakkındaki sorularına cevap bulabilecekleri türden bir eser.
Kitap iki kısım ve altı bölümden oluşmaktadır. İlk kısım Tarihsel Mirastır. Bu kısmı ele alırsak bugünün Çin’ini anlamak için, bu ülkenin geçmişine dair bir şeyler bilmek gerekir. Yazar çağdaş gelişmeler yaşanmadan önceki tarihsel süreci incelemiştir. Bu kısımda yer alan üç bölümde yazar Çin’in 2000 yıllık tarihine ve Konfüçyüs’ten Mao’ya uzanan sürece değinmiştir. İlk bölümde Çin’in belli başlı felsefe okulları anlatılmıştır.(Genellikle Konfüçyüs ve fikirlerinden bahsetmiştir.)
Konfüçyüs, Zhou Hanedanlığı döneminde yaşamış bir bilge ve filozoftur. Yaşadığı dönem Bahar ve Güz dönemi(İÖ 722-481) olarak da bilinir. Tıpkı çağdaşı Sokrates gibi, Konfüçyüs’ün de hiçbir yazılı eseri günümüze ulaşmamış,görüşleri ölümünden sonra yazılan bir metinle çağımıza kadar gelmiştir. Konfüçyüs’ün “anakletler” kitabında tasvir edilen ahlak kavramı üç hususun önemini vurgular: eğitim, ritüeller ve hem ast hem de üstün yararına olan hiyerarşik ilişkiler. Kitapta Konfüçyüs’ün siyasi düşüncesi; siyasi ilişkileri aile ilişkileri gibi görürdü şeklinde ifade edilmiştir. Babaların çocuklarına nasıl muamele etmesi gerekiyorsa yöneticiler de altındakilere öyle muamele etmeliydi. Konfüçyüs Çin’de hep saygıdeğer bir şahsiyet olmamış, kendisine duyulan saygı, içinde bulunan asra göre inişli çıkışlı olmuştur. Konfüçyüs Çin’de bir dinsel figür olmaktan ziyade bir filozoftu.Konfüçyüs fikirleri Han hanedanlığı zamanında resmi ideolojinin çekirdeğini oluşturmaya başlamıştır.
İkinci bölümünde ise İmparatorluk Çin’inden ve önemli olaylarından bahsedilmiştir.Çin tarihi bölümlere ayırılırken genellikle ilk imparatorun küçük beylikleri bir araya toplayarak bir imparatorluğa dönüştürdüğü MÖ 221 yılı başlangıç alınır. Çin’in en eski hanedanlığı Xia Hanedanlığı olup, gerçekten var olduğuna yönelik pek fazla kanıt olmadığı için bir bakıma mitolojik niteliktedir.Xia hanedanlığından sonra Shang hanedanlığı gelir. Shang hanedanlığından sonra ilk yılları Konfüçyüs tarafından altın çağ olarak adlandırılan Zhou Hanedanlığı gelir. Bu hanedanlıkların hiçbiri Qin Hanedanlığı kadar büyük bir alana hükmedememişlerdir.Çin imparatorluk sisteminin süreklilik arz eden önemli özelliklerinden biri de, dini ve siyasi bir figür olarak imparatorun özel statüsüdür. İmparator Tian (Tanrı) ile beşeri dünya arasındaki bir işleve sahip olarak görülürdü.Monarşinin yanı sıra imparatorun ailesinin oynadığı başat rol de bir diğer önemli özellikti.İmparatorluk Çin’inden hükümdar ailesine mensup kişilerin dışında nüfuz sahibi kişilerde vardır (Alim bürokratlar-Harem ağaları)
Hanedanlıklarda süreklilik olgusu olsa da hanedanlıklar arasında önemli farklılıklar vardı. Temel farklılıklardan biri bugün Çin Halk Cumhuriyeti`nin günümüzdeki haritası Qing Hanedanlığın gerçekleştirdiği emperyalist genişlemeler sonucunda bu sınırlar meydana gelmiştir.Hanedanlıkların dış dünya olan ilişkileri her hanedanlıkta değişmekteydi. 1700’lerin sonunda Qing hanedanlığının topraklarına yabancılar giremezdi.
Hanedanlıkların ve imparatorların yabancı devletlerle diplomatik ilişkiler kurma biçimleri farklıydı.Bazı hükümdarlar yabancılara karşı şüpheci ve çekingen yaklaşmışlardır.
Afyon Savaşı Batılılarla Qing hanedanlığı arasında tütün ve çay yüzünden meydana gelen bir savaştır. SavaşQing Hanedanlığı için askeri, ekonomik ve psikolojik manada yıkıcı olmuştur.1840’lardan 1890’lara kadar Qing hanedanlığı sürekli iç ve dış sorunlarla uğraşmıştır. Qing Hanedanlığı 1842’den sonra Avrupalı güçlerle savaşlara tutuşmuş ve büyük yaralar almıştır. Bu yaralardan biriside Boxer ayaklanmasıdır. Ayaklanma Çin’deki gençlik çetelerinin yabancı misyonerlere ve Çinli Hıristiyanlara saldırmasıyla başlamıştır. Gençlik çetelerinin amacı Çin’i korumaktı fakat sonuç olarak krizin çözüme kavuşturulması için Qing’de Boxer Buhranını haydut olarak ele aldı ve kanlı bir şekilde bitti. Boxer ayaklanması sonucunda 1911’de Qing hanedanlığı devrildi.
Üçüncü bölümde ise devrimler ve devrimcilere değinilmiştir.Sun Zhongshan (Sun Yat-sen) Çin Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak bahsedilir. Qing Hanedanlığının yıkılmasında rolü büyük olan Xinhai devriminin lideridir. Milliyetçi partiyi kurmuştur.
Kitabin ikinci kısmında Çin’in bugünü ve geleceğinden bahsedilmiş. Dördüncü bölüm olarak Mao’dan günümüze kadar olaylar ve devrim anlatılmıştır.
Bu bölümde 1978’de başlayan Mao sonrası ya da Reform ve Dışa Açılım döneminin, açılımın lideri ve bazı şahsiyetleri, tek çocuk aile politikaları, 1989 Tiananmen olaylarının.
2008’deki olimpiyatların Çin’e etkisi incelenmiştir. Bu bölümde dikkat çeken konulardan birisi tek çocuklu aile politikasıdır. Sayfa 136’da yazar “Bazı ailelere birden fazla çocuk sahibi olma hakkı” tanındığından bahsetmiştir. (Han etniğine bağlı olmayanlar). Dikkat çeken ikinci konu ise, bütünleşik ulusal bir politika olmaktan ziyade belli büyüklükte bir nüfusa ulaşma hedefine çok boyutlu bir çabadır.”
İkinci kısmın ikinci bölümü olarak ABD ve Çin arasındaki yanlış anlaşılmalara değinmiştir.Bu bölümde sadece taraflı bir bakış açısı vardır. Yanlış anlamalar ABD’ye yönelik değerlendirilmiştir. Bu bölümde Çin’deki bölgesel farklılıklar ve Çin devletinin internet kullanımı hakkında yapılan yorumlar ve yazılanlara daha çok önem verilmiştir.
Yazar üçüncü bölüm olarak Çin’le alakalı gelecekte meydana gelebilecek öngörülerini yazmıştır. Çin Komünist Partisi’nin önündeki en büyük zorluklar başlığı altında yazdığı konulara bugünün Çin’inde çok önem verilmektedir. (Economi-ekonomi, Environment-Çevre; Energy – enerji ve Endemiccorruption- yaygın yolsuzluk)