2015 yılında Çin Ekonomisinin %6.9 büyüme oranı ile son 25 yılın en düşük büyüme performansını sergilemesinin temel nedeni, Çin’in geçirmekte olduğu dört boyutlu yapısal dönüşümdür.

Çin’in 55 yıllık büyüme performansını ve 1978-2015 dönemini kapsayan 37 yıllık reform ve dışa açılma sürecini analiz ettiğimizde Çin ekonomisinin 2012’den itibaren yatırım-sanayi-ihracat-büyüme boyutu olan dört boyutlu bir yapısal bir dönüşüm geçirdiğini görürüz.

 

image

Çin ekonomisi, çift haneli büyüme doğuran yatırım, sanayi ve ihracat odaklı bir ekonomik yapıdan yavaş yavaş tek haneli büyüme doğuran tüketim, hizmet ve ithalat odaklı bir ekonomik yapıya dönüşmektedir. Çin ekonomisi, son 30 yıldır yatırım, sanayi, ihracat ve büyümede gösterdiği yüksek performansı giderek kaybetmektedir.

Yaptığımız projeksiyonlara ve simülasyonlara göre, Çin’in geçirmekte olduğu dört boyutlu yapısal dönüşüm süreci böyle devam ederse, Çin ekonomisinin yatırım, sanayi, ihracat ve büyüme hızı düşmeye devam edecek, dolayısıyla dünya ekonomisinin ve dünya ticaretinin de büyüme hızı düşmeye devam edecektir.

Çin yönetiminin “Yeni normal” dediği yavaşlayan yatırım-sanayi-ihracat-büyüme süreci, Çin ve dünya ekonomisi için anormal sonuçlar doğurabilecektir.

ABD’nin faiz politikasına Çin’in kur politikasıyla karşılık vermesi durumunda yeni küresel ekonomik ve finansal krizler çıkabilecektir.

Diğer yandan bu süreç, ABD ve Çin arasında faiz ve kur savaşlarına yol açmadan, küresel krizin ana nedenlerinden biri olan küresel tasarruf-tüketim dengesizliğini çözmeyi başarabilirse, küresel ekonominin ve küresel ticaretin daha sağlıklı ve sürdürülebilir hale gelmesini sağlayabilecektir.

Yeni normal denen bu süreçte, Çin’in yüksek tasarruf-düşük tüketim dengesizliğinden normal tasarruf-normal tüketim dengesine; ABD’nin de yüksek tüketim-düşük tasarruf dengesizliğinden normal tüketim-normal tasarruf dengesine kavuşabilmesi durumunda dünya ekonomisi ve dünya ticareti daha sağlıklı bir dengeye ulaşabilecektir.

Çin, 2014 sonu itibariyle, satın alma gücü paritesine (SGP, PPP) göre 17,6 Trilyon Dolarlık bir Gayri safi Yurtiçi Hasılaya (GSYH) ulaşarak, 17,4 Trilyon Dolarlık bir Gayri safi Yurtiçi Hasılaya sahip olan ABD’yi 200 Milyar dolarlık bir farkla aşarak dünyanın en büyük ekonomisi olmuştur. Çin, 1990 yılında dünyanın 10. Büyük ekonomik gücü iken, 2000 yılında 6. Sıraya yükselmiş, 2014 yılında ise cari dolar kuru ile 2. Sıraya, satın alma gücü paritesine göre ise 1. Sıraya yükselmiştir (Bakınız:Tablo-1).

Tablo

Son otuz yılda ortalama %9 büyüme doğuran ve satın alma gücü paritesine göre 2014 sonu itibariyle Çin ekonomisini dünyanın en büyük ekonomisi yapan 10 temel dinamik şunlardır:

  1. Dünyanın en büyük nüfusuna sahip olması,
  2. Dünyanın en büyük işgücü piyasasına sahip olması,
  3. Dünyanın en büyük tüketim piyasasına sahip olması,
  4. Hızlı kentleşme sürecine rağmen kentleşme oranının hala düşük olması,
  5. Yüksek tasarruf performansı,
  6. Yüksek yatırım performansı,
  7. Yüksek büyüme performansı,
  8. Yüksek ar-ge ve patent performansı,
  9. Sanayi sektörünün ekonomiyi sürükleyen lokomotif ve lider sektör olması, diğer ülkeler sanayisizleşme süreci yaşarken Çin’in sanayileşme sürecini derinleştirmesi,
  10. İhracat merkezli ekonomi yoluyla dünya ile stratejik bir entegrasyon gerçekleştirmesi.

Çin kalkınma modeli ve Çin ekonomisi 2012’den itibaren birbiriyle bağlantılı olan 4 büyük yapısal dönüşüm geçirmiştir.  Çin ekonomisinin potansiyel büyüme hızını %9’dan %7’ye düşüren 4 temel yapısal dönüşüm şunlardır:

  1. 2015 yılında Çin’in üretim yöntemiyle GSYH’sı yani üretimi %6,9 artarken, Çin halkının tüketimi üretimin iki katından daha fazla oranda %15,4 artmış, Çin halkının tüketim harcamaları GSYH’nın %66,4’üne ulaşmıştır. Çin, üretim ekonomisinden tüketim ekonomisine, Çin halkı ise üretim toplumundan tüketim toplumuna dönüşmüştür.
  2. 2012 yılında sanayi sektörü, Çin ekonomisinin lider sektörü olma özelliğini yitirerek liderliği hizmet sektörüne kaptırmıştır. 2015 yılında ise hizmet sektörü tek başına ekonominin yarıdan fazlasını (%50,5) işgal eder hale gelmiştir. Çin ekonomisi, sanayi ekonomisinden hizmet ekonomisine dönüşmüştür.
  3. 2013 yılında Çin, ihracat merkezli ve dış ticaret fazlası veren bir ekonomik yapıdan, ithalat merkezli ve dış ticaret açığı veren bir ekonomik yapıya dönüşmüştür. 2015 yılında ise Çin ihracatı yuan bazında %1.8 gerilemiştir. Çin ekonomisi, ihracat ekonomisinden ithalat ekonomisine dönüşmüştür.
  4. 2015 yılında Çin ekonomisi, yavaşlayan yatırım-sanayi-ihracat üçlüsünün toplam etkisiyle %6.9’luk büyüme hızıyla son 25 yılın en düşük büyüme performansını göstermiş, %7 eşik değerinin altına inmiş, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi vasfını kaybetmiştir. Çin ekonomisi, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisinden %7’nin altında büyüyen ekonomisine dönüşmüştür.

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here