Mao Zedong’un 1966 yılında ülkedeki kapitalist, geleneksel ve kültürel unsurları temizleyerek komünizmi güçlendirmek ve parti içinde Maocu otokrasiyi güçlendirmek için başlattığı devrimdir. Başlatılan bu devrim Kızıl Muhafızların devreye girmesiyle istenmeyen bir boyut kazanmıştır. Yaşı bir hayli ilerlemiş olan Mao bu karışıklığın sona erdirilmesi için askeri güce dayanmıştır. Askeri gücün bu devrimi sona erdirecek tek kuvvet olduğunun farkında olan Mao, askerin iktidarda etkili olma isteğine olumlu yönde cevap vermiştir. Askerin de olaya müdahil olması sonucunda Kültür Devrimi Çin’de büyük yaralar açarak son bulmuştur.
Kültür Devrimi’ninin Tanımı ve Mao’nun Proleterya Ruhu
Kültür Devrimine belli başlı bir tanım yapmak zordur. Mao’nun insanları tek kalıba yani proletarya kalıbına sokmak gibi düşüncesi vardır. Konünizm kalıbına girmiş olan halk yalnızca liderlik için çalışacaktır. Muhalif seslerin de kesilmesinden ötürü liderliğin iktidarı zarar görmeyecektir. Kısacası devrim, kapitalist düşünce sahiplerine, burjuvaziye, revizyonistlere karşı ve bunun yanında iktidarın gücünü pekiştirmek için muhaliflere karşı yapılmıştır.
Kültür Devrimi sadece kültür alanında mı olmuştur? Bu soruya yanıt verebilmek için kültürün Pekin hükümeti için ne anlama geldiğine bakmak gerekir. Kurtuluş Ordusu Gazetesi’ne göre kültürün tanımı: ‘‘Fikirleri, her türlü kültürü, gelenekleri, adetleri, siyasal görüşleri ve bunun gibi konuları kapsar.” Yani kültür devimi sadece kültür alanında değil kültür adı altında birçok alandadır.
Proletarya işçi sınıfını temsil eder. Proleter ise o topluluğa verilen addır. Mao’ya göre Çin insanı bir çiftçi bir işçi veya da bir aydın olabilir. Fakat bunların hepsinin bir ‘proleterya ruhu’ taşıması gerekir. Yani şöyle diyebiliriz; aydın bir kişi bir işçi veya bir çiftçi gibi düşünecek, hissedecek ve hatta onlar gibi çalışıp yaşayacaktır. Mao’nun sınıfsız toplum ve komünizmden anladığı budur.
Kültür Devrimi Öncesi Kısa Tarih
Tarihte hiçbir olay bağımsız olarak meydana gelmemiştir. Her bir olay ya önceki tarihi sürecin bir sonucu olmuş ya da sonraki tarihi serüvene sebep olmuştur. Büyük Kültür Devrimi ise geleceği etkilemiştir fakat genel olarak bir tarihi sürecin sonucu hükmündedir. Devrimin gerçekleşmesi için belli bir tarihi gelişime ihtiyaç vardır. Bu tarihi gelişim Mao’nun desteklediği ‘Yüz Çiçek Devri’ ve yine Mao’nun başlattığı ‘İleriye Doğru Büyük Atılım’ın sonucudur.
Mao, muhalifleri, revizyonistleri ve kapitalistleri ortaya çıkartmak için bir kampanya başlatmıştır. Kampanyanın adı, ‘Yüz Çiçek Devri’dir. Bu kampanyaya Mao’ya atfedilen ‘bırakın yüz çiçek açsın yüz düşünce çekişsin’ sözüyle hız verilmiştir. Yüz çiçek kampanyası başlangıçta bilim, sanat ve edebiyat alanlarını kapsamaktadır. Bu bağlamda kampanyanın amacı bağımsız düşünme, tartışma, eleştirme ve düşüncelerini hür bir şekilde söyleme özgürlüğünü geliştirmektedir. Kampanyanın siyasal alanı da içine alması Macar Devrimi’nden sonra olmuştur. Macar Devrimi, 1956 yılında Macaristan’daki Sovyetler Birliği destekli Stalinist hükümete karşı başlatılan halk hareketidir. Bu ihtilalin gösteri ve huzursuzluklara yol açabileceğini sezen Mao, hem bunu önlemek hem de kampanyanın ilk aşamasında partiyi cürretle yermeye başlayan kimseleri tamamen ortaya çıkarmak istemiştir. Daha sonra yapılması kesinleşen tasfiye işlemini kolaylaştırmak için siyasi eleştirileri bizzat desteklemiştir. Bir süre sonra da Yüz Çiçek devri sona erdirilmiş ve köklü bir tasfiye hareketine girilmiştir.
Yüz çiçek kampanyası Mao’ya şu iki noktayı açıkça göstermiştir:
1) Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) ideolojik kalıplaştırma çabaları başarısız olmuş ve kitlelerin eğitiminde parti etkili bir rol oynayamamıştır.
2) Aydınlar arasında partiye karşı bir direnme vardır.
Bu tasfiye hareketinden sonra ‘İleriye Doğru Büyük Atılım” hareketi başladı. Bu hareket ile amaçlanan, 500 milyon köylünün 26 bin halk komününün içine alınması ve bu yolla birkaç yıl içinde komünizme varılmasıdır. Aslında bu iddia komünizme terstir. Komünizmde öncelikle endüstrileşme şarttır. Dolayısıyla bu hareket başarıya ulaşamamıştır. Bu yıllarda başlayan Çin-Sovyet savaşından dolayı Çin’de bulunan Sovyet’li teknisyen ve bilim adamlarının ülkelerine geri dönmeleri ve bir dizi doğal afetler kadar planlardaki hatalar ve ulaşılması istenen mübalağalı rakamlar da bu başarısızlıkta etkili olmuştur.
1961-62 yılları arasında Yüz Çiçek Devri tekrardan canlandı ise de ilkinden alınan derslerle daha dikkatli hareket edilmiştir. Akademik tartışma ile ideolojik çekişme arasına sert bir sınır konulmuştur. Buna rağmen ekonomi,eğitim ve tarih alanlarında çeşitli fikirler çarpışmıştır.
“Halkın Günlük Gazetesi” ve Yakın Basında Muhalif Yazılar
Aydınlar son üç dört yıldan beri tenkit ve hücumun en önemli hedefini teşkil etmişlerdir. Aydınlar, halk ile liderlik arasında kuracakları ilişkide önemli bir yeri olan kitle iletişim yolları ve medyada söz sahibiydiler. Bunu gören Mao, 1964 yılının şubatında bir kampanya başlattı: ‘ideoloji ve siyaset alanlarını Halk Kurtuluş Ordusu Gazetesi’nden öğren’. Bu, Mao’nun siyaset eğitiminde normal kanallara güvenmemesini, ordunun Çin üzerindeki etkisini ve Mao’nun halkı bir kalıba sokmaktaki aceleciliğini gösteriyor. Gerçekten de burjuva edebiyatı hala sahnedeydi. Halkın Günlük Gazetesine ona yakın gazetelerde burjuvayı savunanlar bulunuyordu. Bu tarz gazetelerin yazarları, yazılarında siyasal hiciv dizileri yaptılar( YeShan’da akşam sohbetleri ). Bir yıl süren yazı dizileri partiyi dolaylı olarak yermiş; Mao’nun icraatlarını kötülemiş; sınıf kavgasını reddetmiş; burjuvazi fikirlerini öne sürerek Sovyetler Birliği ile yakınlaşmak istemişlerdi.
Kültür Devriminin Aşamaları
Mao Kültür Devrimi’ni iki aşamalı olarak düşünmüştü. Birinci aşamasında kendi ihtilalci görüşüne karşı olanları tahliye etmek ve ikinci aşamada da “yapıcı” uygulaması ile görüşlerini toplumun her kesimine bildirecekti.
Birinci aşamada Mao’nun hedefİ, politikada yüksek mercilerde olanlar ve parti merkezinde bulunan rakipleri idi. 1965 yılının sonlarında tasfiye kampanyasının ilk hedef kişileri, partinin resmi yayın organı Halkın Günlük Gazetesi’nin (1953-1959) başyazarı olan ve 1959’dan beri Pekin Parti Komitesi Sekreterliği yapan Teng Tou ve dönemin Pekin Vali Yardımcısı ve Çin’in ileri gelen tarihçilerinden olan Wu Han’dır. Bu yazarlar yazılarında siyasal bir hiciv yapmışlar (YeShan’da akşam sohbetleri) ve bir yıl süren yazı dizilerinde partiyi dolaylı olarak yermişlerdi. Bu yazarlara karşı girişilen tasfiyeler, devrimi şekillendirmiş ve liderlikteki kuvvet mücadelesinin temellerini ortaya koymuştur.1966 Mayısında ‘TengTou kliği’ne karşı geniş bir kampanya açıldı ve kendisi toplumun gözünden düşürüldü.
Kurtuluş Ordusu Gazetesi’nde devrimin ikinci aşamasını açan bir yazı yayınlandı. Bu yazının Parti’nin resmi organı olan Halkın Günlük Gazetesi yerine Kurtuluş Ordusu Gazetesi’nde yayınlanmasında, Mao‘nun Kültür Devrimi’nde artık orduya dayanmakta olduğunu göstermektedir. Yazıda iki yerde şöyle denmektedir:
“Proleter ideolojiyi yaşatma ve kültürel alanda burjuva ideolojisini ortadan kaldırma mücadelesi iki sınıf (proletarya ve burjuvazi), iki yol(sosyalist ve kapitalist) ve iki ideoloji (proleter ve burjuva ideolojisi) arasındaki sınıf mücadelesinin önemli bir yönüdür. Büyük sosyalist kültürel ihtilal yeniden kuvvet kazanmakta ve bir kütle hareketi şekline girmektedir. Bu büyük devrimci yükseliş bütün eski burjuva fikirleri temizleyecek ve yeni bir sosyalist, proleter sanat ve edebiyatı getirecektir. Sosyalist kültürel devrimde aktif bir rol almalıyız.”
Bu yazıdan sonra Parti; üniversiteler, okullar ile eğitim, propaganda ve kültür işlerinden sorumlu bulunan dairelerin içinde bulunan kimselere karşı daha geniş çapta bir kampanya açmıştır. İkinci aşama, içine “kuvvet mücadelesi” unsurunu da almış bir şekilde devam etmektedir. Tasfiyeler devrimin en canlı kısmını teşkil etmiştir. Mao’ya göre revizyonizme karşı savaşta tek amaç eskilerin gidip yenilerinin gelmesi değil aynı zamanda yeni tedbirlerin alınmasıydı. İlk köklü tedbir eğitim alanında Pekin Üniversitesi Rektörü Lu Ping’in görevden alınmasıyla başlandı. Halkın Gazetesi’ne göre Lu Ping’in tasfiye sebebi devrim davasına değil, burjuva davasına yeni kuşaklar yetiştirmektir. Bu olay üzerine Parti Yüksek Komitesi, Yüksek öğretime girişe 6 ay ara vermiştir. Bunun iki sebebi vardır.
1.Yüksek öğretim kurumlarına Kültür Devrimi’ni tamamlamaları için vakit vermek.
2.Mevcut giriş sistemini değiştirmek.
Kızıl Muhafızlar
Kültür Devrimi’nin üçüncü aşaması olarak ortaya çıkan Kızıl Muhafızlar, Çin’de kampanyanın başarıya ulaşabilmesi için oynanan son kozdur. Kızıl Muhafızlar Kültür Devrimi’nde başkentin kolej ve ortaokul öğrencileri tarafından kurulan ihtilalci kütle örgütleridir. Sözü edilen gençler kampanyayı alelade bir parti tasfiyesi ve perde arkası kuvvet mücadelesinden, ülke çapında bir ihtilal haline getirebilmek için kullanılmışlardır. Bu suretle Kızıl Muhafızlar Kültür Devrimi’ni halka indirmiştir. Kızıl Muhafızların yapacağı işleri 11. ÇKP Merkez Kongresi (MK) Toplantısı’ndan sonra yayınlanan bildiri gayet açık olarak ortaya koymaktadır:
“MK Toplantısı, yoldaş Mao’nun Büyük Proleter Kültür Devrimi ile ilgili bir verdiği direktiflerin, ülkemizin Kültür Devrimi’nde bir hareket rehberi olduğunu önemle ortaya koymaktadır. Bu devrimde başarının anahtarı halka inanmak ve güvenmek, onu harekete geçirmek ve teşebbüs kabiliyetine güvenmektir. Bu bakımdan kütleler arasında sebat elzemdir. Halkın öğretmeni olmadan öğrencisi olun. Devrim yapmaya cüret edin ve devrimde mahir olun. Karışıklıktan korkmayın.”
Bu toplantıda burjuva adet ve geleneklerine şiddetle hücum edildikten sonra, Kızıl Muhafızlar ülkenin dört bir yanına dağıtılmışlar ve bölgesel parti komiteleriyle çatışmaya başlamışlardır. Ancak Kızıl Muhafızların disiplinsizlikleri ve aşırılıkları, partinin polise olaylara karışmaması için verdiği sıkı emirle birleşince, Mao’nun muhaliflerini dehşete düşüren bir zorlu bir hava oluşmuştur. Bu aşırılıklar, aynı zamanda toplumda da tepki ile karşılanmış, işçiler hatta ordu birlikleri ile Kızıl Muhafızlar arasında zaman zaman çatışmalar çıkmıştır. Bütün ülkede yaşanan şiddetli mücadelelerde milyonlarca insan mağdur olmuştur. Bazı insanlar toplum önünde aşağılanmalara, keyfi mahkûmiyetlere, işkence ve sürekli tacizlere ve mallarına el konulması gibi birçok kötü muameleye maruz kalmıştır. Bu arada tarihi eserler, kültürel ve dini mekânlar da tahrip edilmiştir. 1967’de işçiler taleplerini dile getirmek için mücadele alanına çıkmıştır. Şanghay’da güçlü bir grev başlatmış ve 2 yıl içerisinde ülkenin her tarafına yayılmıştır. Ülkenin her yerinde kanlı çatışmalar sürmüştür. 1967’de Mao tekrardan istikrarı sağlayabilecek tek güç olan orduya dönmüştür.
Bunun üzerine Kızıl Muhafız örgütlenmesi yerine hızla yerel devrimci komiteleri kurulmaya başlandı. Bu komiteler ordu denetimindeydi ve kuruldukları yerde devrimin bittiğini bildiriyordu. Ordudaki bazı liderler, devrim süresince yanında oldukları Mao’ya görevden alınanların yerine geçmek istediklerini belirttiler ve birçok garnizon komutanı bulundukları şehirlere vali olarak atandı. Bu yeni yönetimler Mao’nun da desteğiyle Kızıl Muhafızları dağıtmaya başladı. Kızıl Muhafız gençler zorla kırsal alanlara gönderildiler. 1968 yılı boyunca direnmeye devam ettiler. Silah biriktirdiler silahlı ayaklanmalar örgütlediler. Ancak bunlar birbirinden kopuk mücadelelerdi. 1969 Nisanında devrim resmen bitti ve muhalefet etkisini yitirdi. Yedi yıllık süreçte 12-18 milyon arası genç zorla kırsal alana gönderildi. Bürokrasi alanında iktidar savaşı 7 yıl daha sürdü ve sonunda Mao 1976 yılında ölene kadar iktidarda kalsa bile, gerçekte bütün gücünü kaybetti.
KAYNAKÇA
- Han Suyın; Sabah Tufanı, Cilt 2. Berfin Yayınlan
- Fahir ARMAOĞLU;19. Ve 20. Yy Siyasi Tarih
- Oral Sander;Çin Cumhuriyetinde Büyük Proleter Kültür İhtilali
- 费正清;伟大革命;无产阶级文化大革命