Yazar: Muharrem Us
Yer yüzündeki ilk toplumdan günümüze kadar her toplum anlaşmak için dilleri kullanmıştır. İnsan sosyal bir varlıktır. Bundan dolayı sürekli olarak çevresiyle iletişime geçmek durumundadır. Bu iletişimin bir sonucu olarak da yaşadıklarını ve hissettiklerini etrafındaki insanlara anlatma ihtiyacı hissetmektedir. Fakat insanlar duygularını paylaşmak istedikleri kişiler etraflarında olmadığı zaman veya yaşadıkları tecrübeleri gelecek nesillere aktarmak istedikleri zaman konuşulan dilden farklı bir donanıma ihtiyaç duymuşlardır. Duydukları bu ihtiyacı tatmin etmek aynı zamanda düşüncelerini ve tecrübelerini kaydedip başka toplumlara anlatmak için insanlar yazıyı icat etmişlerdir. Arap alfabesi, Yunan alfabesi, Latin alfabesi, eski Mısırlıların kullandıkları semboller geçmişten günümüze uzanan yazı dillerinden sadece birkaç tanesidir.
Peki Çinliler hangi yazı dilini kullanmıştır? Çinli arkeologların aktardıklarına göre Çinliler MÖ 1500’lü yıllarda kendilerine göre bir yazı dili icat etmişlerdi ve bu sembollere “汉字” (Çinlilerin karakteri)ismini vermişlerdir. Meseleyi daha iyi kavramak için öncelikle karakterin tanımını yapmak gerekmektedir. Çinli dil bilimi uzmanları karakterin tanımını iki şekilde yapmaktadırlar: Birincisi, karakterin dildeki sesleri kaydeden semboller olduğu şeklindedir. İkinci tanım ise biraz daha geniş olup karakterin insanoğlunun bilgileri aktarmak için kullandığı belirli bir anlamı olan resimler ve semboller olduğudur. Çinlilerin kullandığı karakterler ile bizim kullandığımız Latin harflerinin ayrımını yapabilmek için antik Çincedeki bir annenin çocuğunu emzirmesi anlamına gelen “乳“ “ru” karakterinden örnek
vermek yerinde olacaktır. Bu karakter diğer birçok karakter gibi ilk olarak MÖ 1400’lü yıllarda kullanılmaya başlamıştır. Sağ taraftaki resme baktığımızda karakterin sağ tarafında kollarını açmış ve diz üstüne çökmüş birisi görülmektedir. Bu kişinin kollarının arasında ise kollarını açmış küçük bir çocuk olduğu oldukça aşikardır. Çocuğun kafasının tam karşısındaki çizgi ise annenin göğüslerini ifade etmektedir. Türkçede ‘’annenin çocuğunu emzirmesini’’ ifade edebilmek için fazla sayıda harfi yan yana getirmek gerekirken Çinliler sadece küçük resimsel bir sembolle anlatmak istedikleri manayı iletebilmişlerdir.
Alfabeye göre daha kısa zamanda daha az karakterle çok şey anlatılabilen bu sistemin ilk icadı uzmanlara göre en az 3400 yıl öncesine dayanmaktadır. Aslında Çinliler anlatmak istedikleri şeyleri ilk başlarda MÖ 1400’lü yıllarda resim olarak kaplumbağa kabuklarının iç taraflarına, fillerin ve ineklerin kalça kemiklerinin düz tarafına resim şeklinde çizerken çok sonraları bu resimler sembolize edilip günümüzdeki karakterler halini almışlardır. Mesela
Çinli dilbilimciler ilk karakterin “鹿 /lu” karakteri olduğu konusunda ortak karara varmışlardır. Bu karakter geyik manasına gelip ilk hali sağ taraftaki gibidir. Doğal olarak resimler bir müddet sonra yoruma çok açık olduğu için insanlar resimlerin ifade ettikleri tam ve net manayı anlatmakta güçlük çekmişlerdir. Bunu bir örnek ile görmek daha yerinde olacaktır:
Aşağıdaki örnekte görüleceği üzere, sırasıyla soldan ilk sembol insan, ikinci sembol yay, üçüncü sembol ise geyiktir. Görüldüğü üzere insanın geyiği vurup vuramadığı sonucun ne olduğu ya da hangi tür geyik olduğu tam olarak ifade edilememektedir. Yine bir başka örnek ise eskiden kullanılan 一 二 三 亖 ölçü birimleridir. Bu birimler Çin’deki her hanedana göre değişebilmekteydi. Her çizik bir günü mü bir ayı mı yoksa bir yılı mı ifade ettiği hanedandan hanedana fark göstermekteydi.
Çin Karakterlerinin Geçirdiği Evreler
Yukarıda arz edilen nedenlerden dolayı resimler bir müddet sonra sembolize edilme ihtiyacı duyulup anlamları daha spesifik hale getirilmiştir. Bu sembolize edilme süreci binlerce yıl devam etmiştir. Her birkaç yüzyıl geçtiğinde, karakterler dönemin özelliklerine ve kullanıldıkları yere göre değişik isimlerle anılmıştır. Dilbilimciler bin yıllar süren tüm bu süreci, karakterlerin oluşum özellikleri ve kullanım alanlarına göre 5 ana başlık altında toplamışlardır.
1.甲骨文(Kemik yazısı dönemi MÖ 1400-1100)
Kemik yazısı olarak adlandırılan bu dönemdeki yazılar Han hanedanı hükümdarlarına ait fal kalıntılarıdır. Hükümdarlar savaşların sonuçlarından hasat döneminin ne kadar bereketli olacağına kadar falcılardan kendileri için fal bakmalarını isterlerdi. Falcılar sonuçları fal bakarken kullandıkları kaplumbağa kabuklarının arkasına yazarlardı. Onun için bazı Çinliler bu ilk karakterlere fal karakterleri ismini de vermişlerdir.
Bu kalıntılar 20. yüzyılın başlarına kadar kimse tarafından keşfedilmemiş olup 1928 yılında Henan eyaletinin Anyang şehrinde bulunmuştur. Kalıntılar arasından 150.000’e yakın kemik tablet çıkmıştır. Tabletlerde toplam 4500 farklı karakter bulunup sadece 1500 tanesinin anlamı tahmin edilebilmiştir. Geriye kalan 3000 tane karakter ise hala bir gizem olarak kaplumbağa kemiklerinin üzerinde yıllanmaktadır.
2.金文 (Metal yazısı dönemi 1046-256’lı yıllar)
Bu dönemdeki karakterler bakırdan yemek kaplarına ya da kazanların üzerlerine kazınmış ya da işlenmişlerdir. Özellikle Zhou hanedanlığı döneminde yaygın kullanılmıştır. Bu dönemdeki yazıların diğer bir adı da 钟鼎文(çan/kazan yazısı)’dır. Bunun sebebi ise Zhou hanedanlığı zamanında metal üretiminin çok gelişmiş olmasıdır. Hükümdarlar güçlerini ordu da askerlere yemek yapmak için kullanılan büyük kazanların sayısına göre belirlerdi. Çünkü asker ne kadar fazla ise o kadar çok yemek kazanı gerekirdi. Zhou zamanında en değerli hediyeler bronzdan yapılmıştır. Tabi bronzdan kapların üzerine karakterlerin kazınması onlar için büyük bir önem teşkil etmektedir. Zira bronz geçmişteki dönemlere göre kaplumbağa kabuklarından ya da bambu kamışlarından daha dayanıklı olacaktır. Buda Zhouluların hayatlarını ve tarihlerini anlattıkları bronz kapların günümüze kadar gelmesini sağlayacaktır.
3.小篆 (Xiaozhuan, Küçük mühür dönemi)
MÖ 221 yılında hükümdar Qin’in tüm ülke çapındaki karakterleri sistemli hale getirmek için verdiği emir sonrası oluşturulmuş ve günümüz Çince karakterlerine biçim yönünden en yakın karakterlerdir. Hükümdar Qin (秦始皇 Qin Shi Huang) için bugün ki Çin devletinin temellerini atan ilk isim denilebilir. Hükümdar Qin’ den önce Çin topraklarında yaşayan irili ufaklı birçok devlet bulunuyordu ve bu devletler arasında bir birlik bulunmamaktaydı. Bu devletlerin kültürleri, alışkanlıkları ya da kullandıkları paraların yanında kullandıkları dil ve yazı da farklılık göstermekteydi. İlk hükümdar tüm bu devletleri kendine bağlayarak parayı, konuşma dilini ve doğal olarak da yazıyı ortak hale getirmiştir. Günümüz Çincesinde kullanılan karakterlerin ilk defa en geniş ve en düzenli manada düzenlenmesi yine Qin’in döneminde olmuştur.
4.隶书(Lishu, Kul yazısı)
隶 karakterinin sözlükte ‘’kul, köle, uşak’’ manalarına gelmektedir. Bu karakterler Çin’in ünlü karakter bilimcisi ve aynı zamanda da çok ünlü bir hattatı olan 程邈 (Cheng Miao) tarafından geliştirilmiştir. Bazı teorilere göre Cheng Miao, 小篆 dönemindeki karakterleri avam tabakası için daha da basite indirmiştir. Bir önceki dönemin karakterlerine göre daha kolay olduğu için halk arasında çok fazla revaç görmüş ve sonrasında etkisi has tabakaya da sıçramıştır. Bu yazı sitili aynı zamanda Çin’de kullanılan önemli hat stillerinden bir tanesidir.
5.楷书(Kaishu, Model yazısı)
楷 (kai) karakterinin sözlük manası”model”demektir. Bir önceki 隶书 (lishu) dönemi karakter stilinin daha da geliştirilmiş hali olup günümüz Çininde kullanılan yazı stilidir. Han hanedanlığının son dönemlerinde kullanılmaya başlanmış olup günümüze kadar gelmiştir. Bu yazı sitilindeki karakterler artık en basit ve en anlaşılır hallerini almışlardır. Şekiller en sade hale ulaşıp, çizgiler yuvarlak ve oval olmaktan çıkarılmış ve düz/köşeli hale getirilmiştir. Mesela : 森 (sen-Orman), 鸟 (niao-kuş), 安 (an-huzur), 羊 (yang-koyun), 一,二,三,四,五 (1,2,3,4,5) gibi.
Karakterlerin Beş Döneme Göre Gelişim Örnekleri
İlk karakterlerin icadından günümüze dek birçok karakter zamanla ya anlam ya da şekil yönünden değişikliğe uğramıştır. Zaman aşımıyla birlikte bazı karakterlerin ilk yazım şekilleri ile şimdiki yazım şekilleri arasında bazı farklar meydana gelmiştir.
Yukarıdaki karakter soldan sağa doğru bir gelişim geçirmiştir. Bu karakterin ilk yazılma şekli en soldaki olup günümüzdeki yazım şekli ise en sağ taraftaki 示(shi) dır. En soldaki sembolde alttaki kare bir taşı ifade etmektedir.Üzerindeki dik çizgi eski Çinlilerin kullandığı vazo şeklindeki yiyecek kabını ve en üstteki yatay çizgi de yiyecek manasına gelmektedir. Eskiden Çinliler putların önüne kurbanlık bırakırlardı. Bu kurbanlıklar bazen et bazen meyve bazen de çok değerli takı malzemeleri olurdu. Bu eşyalar kıymetlerine binaen bir kabın içine konulup putun hemen önündeki taşın üzerine konulurdu. Bu taşlar bazen bir musalla taşı büyüklüğünde olduğu gibi bazen de küçük bir çay sehpası büyüklüğünde olabiliyordu. Günümüzde ise bu karaktere yemeği taşın üzerine bırakan eller eklenmiş ve son halini almıştır (示 altta sağ ve solda). Bu karakterin ilk keşfinden günümüze dek 3500 yıl geçmiş olmasına rağmen ilk şeklini korumayı kısmen başarmıştır. İşin ilginç tarafı ise bu karakter eskiden putlara kurban bırakılan taş manasına gelirken günümüzde göstermek ve çıkarmak manasına gelmektedir. Aslında biraz düşününce sözcüğe ilk anlamından çok da uzak olmayan bir anlam yüklenmiştir. Çünkü Çinliler putlar daha iyi görsün diye yada onlara daha iyi göstermek için putların hemen önündeki yüksekçe taşın üzerine yiyeceklerini koyuyorlardı.
Yukarıdaki tabloda ise 安 (an) karakterinin oluşum süreci verilmiştir. Öncelikle bu karakter antik Çincede bir erkeğin bir kadınla evlenip onu evine alması ve kadının yeni evinde mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşaması manasına gelmekteydi. Tablonun en solunda sembolde üst taraftaki üçgenimsi şekil evi temsil etmektedir. Evin içinde dizleri üzerine çökmüş bir kadın vardır. Şeklin kadın olduğu sağ ve soldaki iki yuvarlaktan anlaşılmaktadır. Bu karakter gelişimini yıllar boyu devam ettirip günümüzde son hali olan “安” şeklini almıştır. 安 karakteri modern Çincede huzur ve güven manasına gelmektedir. Karakterin anlamı şu iki şekilde yorumlanmaktadır. Birincisi, kadın kendini sadece erkeğinin evinde huzurlu ve güvende hissetmektedir. İkincisi ise, içinde kadın bulunan çatının altında huzur vardır. Şimdilerin modern Çincesinde huzur ile uzaktan yakından alakalı tüm kelimelerde 安 karakterini görmek mümkün. Mesela 保安, 安全, 治安 kelimeleri sırasıyla güvenlik görevlisi, güvenli olmak, asayiş gibi huzur ile direkt ya da dolaylı yönden bağdaşan kelimelerdir ve hepsi 安 karakterini içermektedir.
Sonuç
Modern Çincede kullanılan kelimeler 1928 yılında Anyang şehrindeki kazılarda gün yüzüne çıkarılan 4500 karakterden sadece 1500 tanesinin farklı kombinasyonlarından meydana gelmiştir. Geriye kalan 3000 karakterin ne manaya geldiğini bulmaya çalışan dilbilimcilere devlet her türlü maddi desteği sağlamaktadır. Aradan geçen asırlara rağmen Çin dilinin kendi özünü koruyabiliyor olması dikkate şayandır.