Japon-Çin savaşı 1937`den 1945`e kadar süren bir işgal savaşıdır. “8 Yıl Savaşı” da denen bu savaşı, iki tarafın da büyük kayıplar vermesine rağmen Çin kazanmıştır. Peki Japonları Çin`i işgal etmeye iten sebepler nelerdi ? 60 milyonluk Japonya nasıl oldu da 500 milyonluk Çin`e karşı savaş açma gereksinimi duydu ? Japonya’yı bu savaşa girmeye iten Siyasi ve Toplumsal olmak üzere başlıca sebepler bulunmaktaydı.

1) Maddi Sebepler

  a) Toprak Azlığı

Japon adasının genişliğinin Çin`in DongBei eyaletinin sadece 3/1`i kadar olması,  yerleşmeye uygun olmaması ile hızla artan Japon nüfusu Japonları sömürgecilik ve dışarı göçten başka bir çarenin olmadığını düşündürerek yönlerini Çin’in DongBei bölgesi ile Kore yarımadasına çevirmesine neden olmuştu. Japon hükümeti tarafından bu bölgelerin seçilmesinin ilk sebebi, Japon adasına yakınlığı, ikincisi ise yeraltı kaynakları ve nüfus yoğunluğu bakımından işgale uygun olmasıydı. Japonlar bu işgal sürecinin kaçınılmaz olduğunun farkına varınca 1872 yılından itibaren DongBei ve Kore yarımadasına binlerce gizli ajan yollayarak bu bölgeyi işgal etmeden önce bilinmesi gereken her türlü bilgiyi toplamışlardı. [1] Zaten Japon halkı savaşın kendilerinin toprak ve ham madde sıkıntısını çözeceğine inandıkları için çıkabilecek herhangi bir savaşa oldukça sıcak bakıyorlardı. 1932 yılında Mançurya devleti kurulduğunda 10.000’den fazla Japon aile kalıcı olarak bu bölgelere göç ettirilmişti.

b) Hammade Gereksinimi

Japon adası her ne kadar stratejik bir yerde olsa da yeraltı ve ekilebilir alan bakımından oldukça fakir bir durumda bulunmaktadır. Neredeyse bütün yeraltı kaynaklarını yurt dışından alması Japonları kendi gelecekleri konusunda ciddi manada tedirgin edip başka yollar aramaya itiyordu. 1918’de patlak veren pirinç kıtlığı bu durumu iyice belirgin hale getirince Japon Hükümeti Çin’i işgal planını daha hızlı bir şekilde devreye sokmaya başladı. Zaten 1910 yılında Kore yarımadasının kendi kontrollerine geçmesi Japonlara DongBei üzerinden Çin’e saldırmak için olması gereken bütün doğal avantajları sağlamıştı.

2)Siyasi Sebepler

 a) 500 Yıllık Büyük Japonya Hayali

Bu düşünce ilk olarak 16. yüzyılda çıkmıştır. Bunun nedeni 16. yüzyıl sonlarında Japonya’da tekrar merkezi otoriteyi sağlayan Toyotomi Hideyoshi’nin[2]  Japonya’nın büyük bir imparatorluk olması için en büyük şartın Pekin’in ele geçirilmesi gerektiğine dair olan sözüne dayanmaktadır. Bunun sonucu olarak Toyotomi Japonya’yı birleştirdikten sonra deniz ordusunu geliştirmeye başlayıp çok sayıda korsanı orduya alarak Çin kıyılarına ardı arkası kesilmeyen saldırılarda bulunmaya başlamıştı. Her ne kadar Kore yarımadasına 1529 ve 1597’te iki kez çıkartma düzenlendiyse de başarılı olunamamıştır. O tarihten itibaren Japon yazar ve şairler her defasında “Büyük Japonya” hayalini vurgulamışlardır. Meiji imparatorluğa geçtikten sonra “Atalarımızın büyük hedefinin peşinden gideceğiz.” diyerek “Büyük Japonya” hayalini tekrar diriltmiştir.

 b) Militarist Yapının Etkisi

İmparator Meiji büyük reformları[3] başlattıktan sonra (1868) 1893 yılında ülkeyi askeri bir üretim merkezine dönüştürerek Japonya’yı büyük bir dönüşümün içine sokup militarizmi yoğun şekilde desteklemiştir. Bunun en büyük nedeni Meiji’nin 700 yıllık samuray yönetimini kaldırıp 1869’da Tokyo’yu başkent ilan edip oraya taşınmasıyla güçlü bir merkezi otoriteye ihtiyaç duymasından kaynaklanmaktaydı. Yoğun bir samuray kültürü içinde yetişen halk ise bu askeri kimliği kolaylıkla kabul etmiş ve generallerin yönlendirmesiyle savaşın kaçınılmaz olduğu fikrine inandırılmıştı. Ülkenin yönetimi her ne kadar İmparator Meiji’de görünseydi de asıl yönetim gücü hala Meiji’yi Kyoto’dan Tokyo’ya getiren savaş ağalarının elinde bulunmaktaydı. 1872 yılında Japonya’da “Güçlü ordu, Güçlü Japonya” tezi güçlü bir şekilde öne sürülmeye başlamıştı. 1930’a gelindiğinde ise askeri harcamalar %29, ihracatta ise askeri ürünlerin alım oranı %41’e yükselmişti.[4]

 c) Güneş’in Oğlu Kavramı

Meiji’nin kendi otoritesini güçlendirmesiyle beraber 1890 yılında Japon anayasası ilan edilmiş, bu anayasa içerisinde İmparatorun Güneş’in Oğlu olduğu ve asla hata işlemeyeceği kanun haline getirilerek İmparator’a inanılmaz yetkiler tanınmıştır.

3) Japonların Hilafet Politikaları

 Abdülkerim Efendi’nin Gizemli Ölümü

New York’ta bulunan belgelere göre bu gizemli olay ilk olarak 1935 yılının 4 Ağustos Pazar günü basılan New York Times gazetesinin “ Türkiye’nin Prensi hayatına burada sona erdirdi.” manşeti ile dünya kamuoyuna duyuruldu. New York’ta bir otel odasında intihar eden bu zat Sultan Abdülhamid’in torunu olan 31 yaşındaki Şehzade Abdülkerim Efendiydi. New York Times’taki Hollywood tarzı anlatımını bir kenara bırakırsak, Osmanlı ailesinin konuyu bilen fertlerinin anlatımına göre, Şehzade Abdülkerim Efendi’nin ölümü sırasında yanında kuzeni Orhan Efendi bulunmaktaydı. Orhan Efendi intihar iddiasının gerçek dışı olduğunu aktarırken, kendisinin bir sigara almak için otelden ayrıldığını ardından otele geri döndüğü sırada Uzak Doğulu bir kadının hızla otelden uzaklaştığını fark ettiğini ve odaya girdiğinde ise Şehzade Abdülkerim Efendi’nin suikasta kurban gittiğini anlamıştı.[5] Peki, Japonlar neden Abdülkerim Efendi’yi ortadan kaldırma gereği duymuşlardı? Bu sorunun cevabı Japonların Çin’i işgale kalkıştığı yıllardaki Japon politikalarında saklıydı.

Asya bölgesinde büyük bir işgal hareketine girişmeye kalkışan Japonya bu bölgedeki müslüman nüfusu kendi tarafına çekmek için kendi yönetimi altında bir hilafet tesis etme fikrine kapılıp bu hilafet merkezininde XinJiang bölgesi olasına karar verdi. Bu amaç doğrultusunda Suriye’de bulunan Sultan Abdülhamid’in oğlu Şehzade Selim Efendi’ye bir mektup göndererek Japon İmparatoru’nun bu konu hakkındaki fikirleri belirtilip kendisine yeni halife olma teklifinde bulunuldu. Her ne kadar Şehzade Selim Efendi bu oyunun farkına varıp kabul etmese de oğlu Şehzade Abdülkerim Efendi tehlikeleri göze alarak Tokyo’ya gitti. Japonların bu plandaki amacı Çin’in Batı bölgesini bir halife altında birleştirerek Çin hükümetini iki taraftan baskı altına almak ve ilerleyen yıllarda diğer Müslüman Asya ülkelerinin işgallerini kolaylaştırmaktı. Şehzade Abdülkerim Efendi’nin bundan sonra Tokyo ‘ dan neden New York’a kaçtığı bilinmemektedir. Yapılan bazı varsayımlara göre Japonlar Çin’in Batı bölgesinde kurulan bir hilafetin kolay bir şekilde Sovyetlerin etkisi altına girmesinden çekinmiş ve bu planın duyulmaması için Şehzade Abdülkerim Efendi’yi ortadan kaldırmaya karar vermişti. Sonuç olarak Şehzade Abdülkerim Efendi New York’ta suikaste uğrayıp öldürülmüş ve Japonların Hilafet politikası da sessizce ortadan kaldırılmıştır.

 

[1] 朱理峰 日本侵略中国东北的战略战术思想 吉林师范大学学报 No 3 Haziran 2006  Sayfa 84

[2] Japonya’nın birliğini sağlayan ve 1585-1598 arasında Japonya’nın yönetimini elinde tutan Japon samuray

[3] 1867-1912 arasında Japon imparatoru. Japonya’nın modernleşmesinde önemli rol oynamıştır.

[4]朱理峰 日本侵略中国东北的战略战术思想 吉林师范大学学报 No 3 Haziran 2006  Sayfa 86

[5] Selçuk Esenbel  “Japon Modernleşmesi ve Osmanlı” İletişim Yayınları 1.Baskı 2012 Sayfa 427