Hazırlayan: Uğur Ceylan
2017 yılı Türkiye ve Çin arasındaki ekonomik ilişkiler açısından normal bir yıl olmuştur. İki ülke arası ekonomik ilişkiler dikkate değer bir artış göstermemiştir. Bu yıl içerisinde Türkiye’nin Çin’den yaptığı ithalat azalırken Çin’e yaptığı ihracatı ise artmıştır. Yine de iki ülke arasındaki dış ticaret açığının büyüklüğüne kıyasla bu değişim hissedilememiştir.
Dış Ticaret
2017 TÜİK ekonomi verilerine göre iki ülke arasındaki ticaret hacmi 26 milyar doları bulmuştur. Bu sayının içinde Türkiye’nin Çin’e ihracatı 3 milyar dolara yakınken, Çin’den ithalatı ise 23 milyar dolar çizgisinde kalmıştır. Türkiye’nin 2017 yılı Çin’e ihracatı son on yıl içinde en yüksek ikinci değere sahipken Çin Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı 15. ülke olmuştur. Aynı süre boyunca Türkiye’nin Çin’den ithalatı miktar olarak son 5 yılın en düşük seviyesinde olsa da Çin’den yapılan ithalatın toplam ithalat içerisindeki payı yüzde 10’luk seviyesini korumuştur.
Türkiye’nin Çin’e yaptığı ihracat miktarı 2016 yılında 2.3 milyar dolarken 2017 yılında 2.9 milyar seviyesine çıkmıştır. Bu çıkışının en temel sebebi 2016 sonunda Çin’in doğal taşlar ile ilgili gümrük vergisi indirimine gitmesidir. Farkı oluşturan 600 milyon doların yaklaşık 400 milyon doları mermer gibi doğal taşların satışından elde edilmiştir.
Bir Kuşak Bir Yol
Çin’in 2013 yılında ortaya atmış olduğu Bir Kuşak Bir Yol(BKBY) Girişimi, 2017 yılında da iki ülke ilişkilerinde önemli yer almıştır. Mayıs ayında Çin’de gerçekleştirilen Kuşak ve Yol Forumu’na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, projenin kazan-kazan niteliğine vurgu yapmış ve Türkiye’nin dünyaya barış getirecek böyle bir projeyi destekleyeceğini ifade etmiştir. Gerçekleştirilen Forum’da iki ülke arasında “Uluslararası Taşımacılık ve Koordinasyon Stratejisi Anlaşması” ve “Kuşak ve Yol’un İnşası ve Standart İşbirliğini Güçlendirme Ortak İnisiyatifi” imzalanmıştır. Ayrıca Forum’da Türkiye’nin önerdiği Orta Koridor ve İpek Yolu Girişimi Kervansaray Projesi’nin de BKBY ile uyumlu olduğu belirtilmiştir.
Burada dikkati çeken önemli nokta Çin’in fikir öncülüğünü yaptığı Bir Kuşak Bir Yol Girişimine Türkiye’nin verdiği önemin giderek artmasıdır. Yüzünü Batı’dan Doğu’ya çeviren Türkiye, Çin’in bahsi geçen uluslararası projesindeki fırsatların gitgide daha çok farkına varmaktadır. Sadece fark etmekle kalmayıp projeyi geliştirmek için de çeşitli önerilerde bulunması aslında Çin’in BKBY’yi ilk ortaya attığından beri dünya ülkelerinden beklediği bir tutumdur. Buna göre BKBY, dünya halkının ortak projesidir ve herkesin katkılarıyla gelişecektir. Türk yetkililerin 2017 yılında yaptıkları açıklamalar ile bu fikre katıldıklarını ortaya koymuşlardır.
Ekim ayında kullanıma giren Bakü-Tiflis-Kars demiryolu BKBY Girişimi açısından sahip olduğu önemle Çin medyasının da gündemine gelmiştir. Her ne kadar adı geçen demiryolu projesi 2007 yılında yapılmaya başlanmış olsa da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın demiryolunu İpek Yolu’nun yeniden doğmasına benzetmesi, Türkiye’nin BKBY meselesini ciddiye aldığının bir göstergesidir.
Ayrıca yine BKBY girişimine ithafen Çin Patent Koruma Derneği ve Pekin Gaowen Hukuk Firması’nın iş birliğiyle ekim ayında Çin’in ilk “Türkiye Fikri Mülkiyet Hakları Gelişim Raporu” kamuoyuna sunulmuştur. İki yıllık bir çalışmanın neticesinde ortaya çıkan rapor, Türkiye fikri mülkiyet haklarının durumunu ve tarihi gelişmesini ana hatlarıyla ortaya koymuş, Türkiye’nin Marka, Patent ve Tasarım Hukuku vb. ile ilgili bilgi vermiş ve Çin firmalarının Türkiye’ye girerken çektikleri temel fikri mülkiyet hakları problemleriyle ilgili analiz yapmıştır. Böylece Türkiye pazarına girmek isteyen Çinli firmaların önlerindeki geçilmesi zor bir engel en azından anlaşılabilecek bir seviyeye indirilmiştir.
Yatırım
Çin-Türkiye arasındaki yatırım ilişkileri 2017 Ekonomik Raporu’nun bir diğer bölümünü oluşturmaktadır. Yatırımın ağırlıklı yönü Çin’den Türkiye’ye doğru olmuştur. Lakin yatırımın miktarı yeteri seviyede değildir.
Çeşitli sektörlerden Çinli firmalar Türkiye’ye yatırım yapmaktadır. Bu sektörler 2017 Çin medyası haberlerine göre turizm, e-ticaret, telekomünikasyon ve ulaşım olarak sınıflandırılabilir. Özellikle turizm sektöründe 2018 yılının Türkiye-Çin Turizm yılı olması ve Türkiye’ye bir milyon yabancı turist getirilmesi hedefi olması bu sektörün 2017 yılında da hareketlenmesine sebep olmuştur.
Bu konuda Şubat ayında gerçekleştirilen Wanda Oteller zincirinin İstanbul’da Mar Yapı ile birlikte inşa edeceği otel oldukça önemlidir. Bu otel ile birlikte Çin ilk defa yurtdışına kendi otel yönetim sistemini de ithal etmiştir. Çin’in bu anlamda yurtdışına açılmasının ilk durağı da Türkiye olmuştur.
Xinhua’nın Aralık ayında yaptığı habere göre, Çin İzmir Konsolosu Yu Peng, 2017 yılının ilk 11 ayında sadece İzmir’e otuz altı bin Çinli turist geldiğini belirtmiş, İzmir’in fazla miktarda doğal zenginlik ve tarihi mirasa sahip olduğunu söylemiştir. İki ülke arası ilişkilerde özellikle 2018 yılında turizmin hızlandırıcı bir rol oynayacağı aşikardır.
Yatırım alanında 2017 gündemini oluşturan bir diğer madde e-ticaret sektörüdür. Bireysel manada erişilebilirliği hâlihazırda oldukça artmış olan Çin pazarı, çeşitli anlaşmalar yoluyla bu avantajını kurumsal baza taşımaya çalışmaktadır. Mayıs ayında Kayseri’de gerçekleştirilen Online İpek Yolu projesi toplantısı bunun en somut örneklerinden birisidir. İmza toplantısı ile Kayseri ve Chongqing şehirleri online ticareti geliştirmek için pilot bölge seçilmiş, iki ülkenin önemli firmaları karşılıklı yatırımlar yapmak üzere anlaşmalar imzalamıştır.
Telekomünikasyon alanında Huawei gibi firmalar ile Türkiye’de belli bir varlığı olan Çin, geleceğe de planlı yatırımlar yapmaya devam etmektedir. Yine Mayıs ayında düzenlenene 11. Uluslararası Elektronik ve Haberleşme Düzenleyiciler Konferansı Çin’in Türkiye pazarı hakkında ne kadar ciddi olduğunu göstermektedir. 5G ve Ötesi isimli konferansın açılış konuşmasını BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan ve Huawei Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesi Başkan James Chen yapmıştır. Zirvede 4.5G ye geçmiş olan Türkiye’nin en yakın zamanda 5G’ye geçmek istediği vurgulanmıştır. Çinli firmalar ise Çin’in 5G teknolojisinin sunumlarını yaparak Türkiye gibi canlı bir pazarda varlıklarını artırarak devam ettirmek istediklerini belirtmişlerdir.
Çinli firmaların Türkiye’ye yaptıkları bir diğer önemli yatırım kolu da ulaşımdır. Özellikle demiryolu ve liman ihalelerinde Çinlilerin ağırlığı günden güne artmaktadır. 2008 yılında hızlı tren yapmaya başlayan ve on yıl içerisinde sektörde en önde gelen ülkelerden birisi olan Çin, teknolojisini yurtdışına pazarlamanın yollarını aramaktadır. Muadillerine göre daha ucuz ve hızlı olarak yapılabilen projeler için hızlı tren altyapısı çok güçlü olmayan Türkiye ideal ülke konumundadır. Ayrıca Bir Kuşak Bir Yol Girişimi şemsiyesi altında da değerlendirilebilecek olan projelerin Türkiye’nin kalkınması için de oldukça önemli olacağı muhakkaktır. Bunun yanında Çin’in Türkiye’de satın aldığı liman sayısı da artmaktadır. Bu da hem ticaret hem ulaşım açısından Türkiye ve Çin ilişkilerini ilerletmektedir.
Politik Değişimler ve Resmi Ziyaretler
2017 iki ülkenin devlet erkanının karşılıklı ziyaretlerde bulunması açısından verimli geçmiştir. Çin Başbakan Yardımcısı Liu Yandong Nisan ayında Türkiye’ye ziyaret gerçekleştirerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile ayrı ayrı görüşmüştür. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Mayıs ayında Çin’de gerçekleştirilen Kuşak ve Yol Forumu’na katılmıştır. Bundan sonraki karşı ziyaret ise bir başka Başbakan Yardımcısı Wang Yang tarafından aralık ayında gerçekleştirilmiştir. Bütün bu ziyaretler ikili ilişkilerin geliştirilmesine vesile olmuştur. Ama çeşitli ülkelerin katıldığı ortak faaliyetler dışında Çin Devlet Başkanı ve Başbakanı ile Türkiye devlet erkanının görüşmemiş olması 2017 yılı için bir kayıp olarak nitelendirilebilir. Özellikle de Türkiye’nin Çin’e verdiği önem düşünüldüğünde böyle bir görüşmenin olmaması ilginç karşılanmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı Şubat ayında Türkiye 2003’te yürürlüğe giren “Çin Halk Cumhuriyeti Menşeli Malların İthalatında Korunma Önlemleri Yönetmeliği”nin yürürlükten kaldırıldığını açıklamıştır. Böylece Çin malları Türkiye’ye girişlerinde diğer ülkelerin tabi olduğu kurallara tabi olmuşlar ve özel statüleri kaldırılmıştır. Bahsi geçen yasal değişiklik Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne girmesi sonrasında gerçekleştirilmiş ve bundan on beş yıl sonrada kaldırılması planlanmıştır. Ama Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri geçtiğimiz aylarda zaman haddi doldurulmuş olmasına rağmen kuralın illetinin değişmediğini öne sürerek bu yürütmeliğin WTO için yürürlükte kalması gerektiğini savunmuşlardır. Böyle bir ortamda Türkiye’nin bu kısıtlamayı kaldırmış olması Çin için değerlidir.
Türkiye Ekonomi Bakanlığı Mart ayında ihracatçıların uluslararası alanda etkinliğini artırmak ve çağa ayak uydurmalarını kolaylaştırmak için e-ticaret sitelerine toplu üyeliklerin destekleneceğini açıklamıştır. Bu manada TİM, TOBB, ATO, ASO, İSO gibi kuruluşlar seçtikleri e-ticaret platformlarına 250 adet firmayı üye yapmaları hâlinde yaptıkları harcamaların yüzde seksenini devletten hibe olarak geri alabilecekler. TİM’in seçtiği internet sitelerinden birisi alibaba.com olmuştur ve bu haber Çin’in Dışişleri Bakanlığı sitesinde yayınlanmıştır. Böylece sınırlandırması kaldırılmış olan Çin mallarının Türkiye’ye girişi de bir adım daha kolaylaşmıştır.
Her ne kadar yukarıda Çin mallarının Türkiye’ye girişinin daha kolaylaşmış olduğu belirtilse de belli başlı alanlarda düzenlemeye de gidilmiştir. Örneğin fotoelektrik ve güneş enerjisi modülleri alanında Çin’in birçok firmasına Nisan ayı itibarıyla anti-damping vergisi uygulanmaya başlanmıştır. Böylece Türkiye içerisindeki üreticilerin korunması amaçlanmaktadır.
19. Parti Kongresi
2017 yılının Çin Halk Cumhuriyeti için önemli bir yıl olmasının sebeplerinden birisi beş yılda bir düzenlenen Parti Kongresi’nin bu yıla denk gelmiş olmasındandır. 19. Çin Komünist Partisi Ulusal Kongresi 2017 yılının Ekim ayında düzenlenmiştir. Kongreye Çin’in bütün bölgelerinden 2280 delege katılmış ve önümüzdeki beş yılı yönetecek Politbüro, Merkez Komite, Disiplin Komitesi gibi yönetim organlarının üyeleri seçilmiştir.
Her ne kadar Kongre Çin’in iç meselesi olsa da neticeleri ve sonuçları Çin’in dışında da yankı bulmaktadır. Çünkü global ekonomiye katkısı fevkalade büyük olan bir ülkenin nasıl yönetildiği, ekonomik ve siyasi politikaların değişip değişmeyeceği, yeni dönemde dış ilişkilerin iç dinamiklerden ne seviyede etkileneceği gibi sorular Parti Kongresi’nin sonuçlarına göre cevap alabileceklerdir. Özellikle de eski politikaların devamlılığını sağlama ve istikrar açısından 19. Parti Kongresi oldukça önemlidir. Örneğin Xi Jinping’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne verilecek desteğin ne seviyede olacağı bu kongreden çıkan sonuçlar ile doğrudan alakalıdır.
Türkiye BKBY’nin önemli bir parçasıdır. Çin-Türkiye arasında yeni yeni tutmaya başlayan Kuşak ve Yol Girişimi mayasının bozulmaması için 19. Parti Kongresi gerekli zemini sağlamıştır. Geçen beş yılda ortaya atılan ekonomik planlarda aynı doğrultuda düşünen bir kadro yönetime gelmiştir. Bu da hâlihazırda Türkiye’nin yararına olan projenin devamlılığı manasına gelmektedir.
Kongre’den sonra Çin’in İstanbul ve İzmir Başkonsolosları çeşitli mecralarda 19. Parti Kongresi ruhunu Türk muhataplarına anlatmışlardır. Başkonsolosların konuşmalarında özellikle değindikleri can alıcı nokta Türkiye’nin BKBY’daki vazgeçilmez konumudur.
Aralık ayında Çin Başbakan Yardımcısı Wang Yang Türkiye’yi ziyaret etmiş ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile görüşmüşlerdir. Görüşmede Yang Türkiye-Çin ilişkilerinin istikrarlı seyrettiğini, Türkiye’nin Orta Koridor ve İpek Yolu Girişimi Kervansaray Projesi ile BKBY’nin birleştirilebileceğini ve turizm, finans, ticaret gibi birçok alanda iş birliği yapılabileceğini ifade etmiştir. 19. Parti Kongresi’nden sonra gerçekleşen ilk büyük resmi ziyarette geçmiş uzlaşıların tekrar edilmesi Kongre’nin iki ülke ilişkilerinde bir değişikliğe neden olmadığı adına teminat vermiştir.
Sonuç
2017 yılı Türkiye-Çin ekonomik ilişkileri açısından normal bir yıl olmuştur. Kuşak ve Yol Girişimi, 19. Parti Kongresi gibi büyük politik olayların karşılıklı anlaşma ve uzlaşıyı artırdığı gözlemlenmiştir. Özellikle Türkiye devlet erkanı Çin BKBY projesine olumlu baktıklarını farklı platformlarda birçok kez ifade etmişlerdir. Lakin politik iyi niyet mesajları 2017 yılı çerçevesinde ekonomik verilere yeteri kadar yansımamıştır. İki ülke arasındaki politik ve ekonomik iş birliklerinin istikrarlı bir hal alması ileride temennilerin somut yarara dönüşmesine vesile olabilir.