16 Ocak’ta yapılan Tayvan genel seçimlerinde Demokratik İlerleyiş Partisi (DPP) genel başkanı ve cumhurbaşkanı adayı olan Tsai İng-Wen ile seçimlere giren DPP aldığı  %56.1’lik oy ile en yakın rakibi ve halihazırda ki hükümeti elinde bulunduran  Milliyetçi Parti (Kuo Min Tang, KMT)`ye karşı açık bir zafer kazandı. Bir çok ilkleri barındıran seçimler sonucu Tayvan ilk kez bir kadın cumhurbaşkanı seçerken, yine tarihinde ilk kez cumhurbaşkanlığı ve parlemento çoğunluğunu aynı partinin kazandığı seçimler oldu. Demokratik seçimler yoluyla ilk kez tek partili bir hükümete evet diyen Tayvanlı seçmenler belki de tarihinin en heyecansız seçim sonuçları bekleyişini yaşadı diyebiliriz.

DPP`nin net zaferini geliştirdiği başarılı söylemler, karizmatik lider-aday veya seçim vaatleri ile açıklamak oldukça zorken, KMT’nin başarısızlığını son dönemlerde yaşanan olaylar ve Tayvan-Çin ilişkileri eksenin de birkaç başlıkta toplayabiliriz.

  1. Ma Ying-Jeou’nun ekonomik vaatleri yerine getirememesi

Son iki dönemin KMT`lı Cumhurbaşkanı Ma Ying-Jeou 2008`de yaptığı konuşmasında hükümetin üzerinde çalıştığı ekonomik planlama paketinden bahsetmiş ve 633 ekonomik hedef oluşturduklarından bahsetmişti. Bu hedefler arasında yıllık %6 büyüme, kişi başı $30k GDP (nominal), işsizlik oranın %3`un altına çekilmesi, elektrik ve benzin-gaz fiyatlarında iyileştirmeler, vergi oranlarında iyileştirmeler, Çin ile karışılıklı ekonomik ilişkilerde pozitif politikaların oluşturulması, gelir dağılımı konusu, gıda güvenliği… vb. daha birçok, toplumun her kesimini ilgilendiren konularda hedefler ortaya konulmuştu. Mevcut göstergeler Ma hükümetinin birçok hedefleri yerine getirmede istekli olsa da, hedeflere ulaşmak için gerekli politikaları oluşturmada yönetimi sağlayamadığı, siyasi konsensüs oluşturamadığını ve bu yüzden hedeflere ulaşma konusunda toplumun büyük bir bölümü tarafından başarılı bulunmadığını gösteriyor. Kısaca son duruma bakarsak; 2008 ekonomik krizinin hissedilir şekilde etkilediği ülkede aynı yıl büyüme oranı kriz öncesi %5-6 bandından %0.7`lere kadar gerilemiş ve 2016 yılında %1.06 oranında bir büyüme hedefi konarak hala kriz öncesine dönememiş görünüyor. GDP nominal değerler ise koyulan hedeflerin aksine 2015 IMF verilerine göre $22k civarlarında kalmış, işsizlik ise % 3.91 seviyelerinde kalmıştır. KMT karşıtı protestolarda yoğun şekilde katılım gösteren 20-24 yaş arası gençler arasında ise işsizlik %12 lere kadar yükselmiştir. Çalışan kesim arasında en can sıkıcı konu ise 2008`den günümüze kadar çalışan aylık gelirlerinin ancak %0.8 artış göstermiş olması ki enflasyon oranının %1`lerde olduğu hatta zaman zaman deflasyon gören Tayvan ekonomisinde maaş artışı ve enflasyon birlikte okunduğunda bir anlam ifade edebilir. Ancak enflasyon oranlarından bağımsız olarak yurtiçi yatırımcının sürekli Çin ve bölge ülkelerine üretimi kaydırması ve likiditenin de bu ülkere kaydırılması fiyatlar üzerinde artış yönünde ciddi baskılar oluşturuyor. Bütün bu detayların yanında Tayvanlı seçmenin gözünde ülke ekonomisinin iyiye gitmediğine dair ortak bir görüş hakim ve bu husus Ma hükümetini ekonomik başarısızlıkta ilk sorumlu adres yapıyor.

  1. Milliyetçi Parti içerisinde yaşanan anlaşmazlıklar

KMT parti içerisinde yaşadığı sıkıntılar da seçimi etkileyen bir diğer önemli faktörlerden. Parti içerisinde iki önemli kliğin başını tutan mevcut cumhurbaşkanı Ma Ying-Jeou ve mevcut meclis sözcüsü Wang Jin-Pyng arasında 2013 yıllında zirveye ulaşan anlaşmazlık. Öyleki parti içi kadrolaşma iddiları KMT`nin kemikleşmiş seçmeninin bile kafasının karışmasına neden olmuştu. Aynı yıl Ma rakibi Wang`ı partiden ihraç etme girişimlerinde bulunmuş, parti neredeyse bölünmenin eşiğine kadar gelmişti. Sonrasında seçimleri de düşünen Ma tartışmalara son vermiş ve bu kargaşalardan yorgun düşerek güçlü bir cumhurbaşkanı adayı çıkaramamıştı.  Bunun sonucunda Ma siyasi olarak tecrübesiz ve hiçbir yeni söylem getirmeyen parti sözcü yardımcısı Bayan Hung Hsiu–Chu`yu biraz da güçlü bir kadın adaya karşı başka bir kadın aday düşüncesi ile çıkarmıştı. Ancak anketlerde ortaya çıkan tarihi düşük oy oranları nedeni ile seçimlere üç ay kala yine kavga ve gürültüler ile Ma, Hung`u adaylıktan almış yerine genç, dinamik ve daha önce kaybedeceği bir yarışa girmek istemeyerek kariyerine zaferle başlamak isteyen bir isim olan Eric Chu Li-Luan’ı getirmiş ancak yine de yeterli olamamıştır.

  1. Ma’nın Çin ile yakınlaşması

2014 baharında Tayvan`da bir dizi öğrenci protestoları yaşanmış ve bu geniş destekli protestolar “Ayçiçeği (Sunflower)” isimli öğrencilerden oluşan bir sosyal hareketi doğurmuştu. Çoğunluğu gençlerden oluşan bu hareket ve organize ettiği protestoların çıkış noktası Çin ile Ma hükümetinin imzalamaya hazırlandığı bir dizi ekonomik anlaşmanın Tayvan`ın Çin`e teslim olmakla sonuçlanacağı iddiası olmuştur. Anlaşmanın oylanmak üzere parlementoya sunulması ve görüşmeleri engellemek için protestocuların parlemento binasını işgal etmesi ile olaylar uluslararası bir boyut kazanmıştı. Protesto olayları aynı zamanda KMT hükümetinin genç kitleyi kaybedişinin de kırılma noktası olmuş ve sonrasın da geri kazanım sağlayacak hiçbir başarılı proje geliştirememiştir.

  1. Ma yönetiminin eğitim reformuna verilen tepkiler

Geçtiğimiz Temmuz ayında yine Ma yönetimine yönelik protestolar yaşanmıştı. Bu sefer eğitim reformunu protesto eden halk, Ma yönetimini ders kitaplarında yaptığı değişiklikler ile Tayvan kimliğini silmeye çalıştığını, Çin kimliğini oluşturmak istediğini ve bu duruma en çok Çin`in sevineceğini iddia etmişlerdi.

Sonuç

Görüldüğü gibi Tayvan`ın son dönemleri birçok gösteri ve protestolara şahitlik etmiş ve Ma yönetimi daha birçok önemli konuda halk tarafından başarılı bir yönetim yapamadığı, kucaklayıcı politikalar geliştiremediği eleştirilerine maruz kalmıştır. Seçimlerde zaferi Tsai İng-Wen`e getiren ne DPP`nin kitleleri mobilize ve organize etme kabiliyeti, ne seçim vaatleri, ne de Tsai`in karizmatik liderliğidir. KMT zaferi kendi elleri ile DPP`ye sunmuştur. Bağımsızlık yanlısı olan DPP bu seçimlerde geleneğinin aksine pragmatik bir yaklaşım sergileyerek bağımsızlık çıkışları yapmayacağı, mevcut durumun (status-quo) devam edeceği konusunda Kıta Çin`e sözler vermiş hatta seçimler öncesi Çin ilişkileri konusunda hiçbir yeni vaatte bulunmamaya özen göstererek bu seçimleri kazanmıştır.

Önümüzde yeni bir süreç var. Kısa vaade de Tayvan`ı bekleyen bazı sorunlardan bahsedebiliriz. Bunlardan ilki, Mayıs ayında koltuğu devretmek zorunda olan mevcut Cumhurbaşkanı Ma, makamı daha erken devredebileceğini söylemesine rağmen, yeni seçilen Cumhurbaşkanı Tsai bunu kabul etmemiştir. 4 aylık süreyi kabinesi ve kadroları oluşturmak için harcayacağını söyleyen Tsai, 4 aylık süre içerisinde herhangi bir olumsuz olayda kendini ve yönetiminin güvende olacağını düşünüyor olabilir. Ancak 4 aylık bir süre için dahi olsa bir yönetim boşluğu oluşacağı muhakkak.

Bir diğer sorun ise DPP seçmenin büyük beklentiler içinde olduğu Çin ilişkileri konusunda yeni yönetimin tepkilerinin ne olacağı. Seçimlerden bir kaç gün önce yaşanan olayda Koreli bir müzik grubunun 16 yaşında ki Tayvanlı üyesi Chou Tzu Yu bir programda Tayvan bayrağı sallayarak Tayvanlı olduğunu vurgulamıştı. Yaşanan bu olayın ardından Çinli sponsorların desteğini çekerek, grubun bütün Çin programları iptal edilmişti. Bunun üzerine Chou kameranın önüne geçip yaptıklarından özür diledi. Tek bir Çin olduğunu ve kendisininde Çinli olmaktan gurur duyduğunu açıklamak zorunda kaldı. Yaşanan bu olay birçok Tayvan’lıyı empati yapmaya ve gelecek adına kaygı duymaya sevk etti. En az seçimler kadar çok konuşulan bu olay elbette DPP tarafına da uzun vadede Tayvan kimliğinin korunması konusunda somut dersler çıkarmıştır. Çin ilişkileri denkleminde Tayvan kimliği konusu DPP`nin siyasi geleceğini belirleyen en önemli konu olacak diyebiliriz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here